Преводи за „eel“ в немски » турски речника

edel ПРИЛ

edel (edelmütig)

asil

edel (wertvoll)

değerli

Gel СЪЩ ср

Gel

jöle

Ekel СЪЩ м

1. Ekel (Brechreiz):

Ekel

bulantı

2. Ekel (Widerwille):

Ekel

tiksinti

Ekel

nefret

Ekel

iğrenti

Esel СЪЩ м

Esel

eşek

Esel

merkep

Egel <-s, Egel> СЪЩ m ZOOL

Egel

sülük

egal ПРИЛ

1. egal (gleich):

egal

aynı

2. egal (einerlei):

egal

hep(si) aynı [oder bir]

das ist mir egal

benim için farketmez

(das ist) mir doch egal!

bana ne!

viel ПРИЛ НРЧ

viel

çok

viel

fazla

recht viel

birçok

sehr viel

pek çok

ziemlich viel

oldukça çok

ziemlich viel

bir hayli

so viel

o kadar çok

zu viel

fazla

zu viel

çok

zu viel

aşırı

viele Leute

birçok kişi

so viele Bücher

bir sürü kitap

viel versprechend

çok şey vadeden

Adel СЪЩ м

Adel

asalet

Adel

soyluluk

fiel ГЛАГ нпрх

fiel → fallen:

Вижте също: fallen

fallen <fällt, fiel, gefallen> ГЛАГ нпрх +sein

1. fallen:

fallen (hinab-, stürzen)

düşmek

fallen (Soldat)

şehit olmak [oder düşmek]

fallen (Temperatur, Preise, Flut)

düşmek

fallen (Temperatur, Preise, Flut)

inmek

2. fallen (nachlassen):

fallen

hafiflemek

fallen

yatışmak

aus allen Wolken fallen

şaşakalmak

aus allen Wolken fallen

afallamak

er ist nicht auf den Kopf gefallen

kafalı bir insandır

es fällt mir schwer

bana zor geliyor

fallen lassen etw

düşürmek -i

fallen lassen прен (Plan) etw

vazgeçmek -den

Igel СЪЩ м

Igel

kirpi

übel ПРИЛ НРЧ

übel

kötü

übel

fena

übel

berbat

(das ist) (gar) nicht (so) übel

(hiç de) fena değil

mir ist [o. wird] übel

fenalaşıyorum

mir ist [o. wird] übel (Magen)

midem bulanıyor

wohl oder übel

ister istemez

es jdm übel nehmen

birine darılmak [vy gücenmek]

Übel СЪЩ ср

Übel

kötülük

Übel

fenalık

das kleinere Übel

ehvenişer

Ziel СЪЩ ср

1. Ziel:

Ziel

hedef

Ziel

amaç

Ziel

gaye

2. Ziel (Absicht):

Ziel

maksat

Ziel

niyet

sein Ziel erreichen

amacına ulaşmak

sich etw zum Ziel setzen

bir şeyi hedeflemek

Kiel <-s, -e> СЪЩ m SCHIFF

Kiel

omurga

Fell СЪЩ ср

Fell

post

Fell

deri

Fell

kürk

Fell (von Schaf oder Ziege)

pösteki

ein dickes Fell haben

vurdumduymaz olmak

hell ПРИЛ

1. hell (Himmel, Farbe):

hell

açık

2. hell (erleuchtet):

hell

aydınlık

hell

ışıklı

hell

parlak

3. hell (Stimme):

hell

tiz

hell

ince

4. hell прен (aufgeweckt):

hell

uyanık

hell

açıkgöz

es wird hell

ortalık [vy hava] aydınlanıyor

am hellen Tage

güpegündüz

hell leuchtend

ışıl ışıl

hell glänzend

parıl parıl parıldayan

helles Bier

beyaz bira