Преводи за „yüksekte“ в немски » турски речника

Streber

gözü yüksekte adj

hoch hinauswollen

gözü yukarıda/yüksekte olmak -in

едноезични примери (не са проверени от PONS редакцията)

турски

Tahta boyunduruk başının soğuk sudan yeterince yüksekte durmasını sağlıyordu.

tr.wikipedia.org

Bu taraçaların yüksekte bulunanların taneleri kum boyutunda olmasına karşın 50–100 m gibi yüksekliklerde olanlar genellikle kuvars/kuvarsit çakılı ağırlığındadır.

tr.wikipedia.org

Eşyaları yerden yüksekte tutmak amaçlı olarak metal veya taş satıhlardan yapılmışlardır.

tr.wikipedia.org

Buzul'un platosu, deniz seviyesinden 1600 ile 1900 m yüksekte bulunur.

tr.wikipedia.org

Erciyes Dağı'nın buralardaki büyük krateri, buzulların aşındırması ile silinmiş, dağın, herhalde 400 metre kadar daha yüksekte bulunan doruk bölümü böylece yıpranmalara uğramıştır.

tr.wikipedia.org

Mahallenin merası civar köyler tarafından yüksekte kaldığı için yayla olarak kullanılırmış.

tr.wikipedia.org

Genellikle yerden 1 m yüksekte kuru ot saplarıyla kuru çiçek başlarına ağ gerer.

tr.wikipedia.org

Caddeden 3 metre yüksekte olup, altı mahzendir ve tuvalet olarak kullanılır.

tr.wikipedia.org

Dolayısıyla ışınlar, yıldız gökyüzünde daha yüksekte bulunduğu sıradakine oranla, daha kalın bir atmosfer diliminden geçmek zorunda kalır.

tr.wikipedia.org

En yüksek noktada veya en azından diğer binalardan daha yüksekte, ölüleri gözetlemek için her zaman bir kule bulunurdu.

tr.wikipedia.org