турски » немски

ödün СЪЩ

ödün

odun kömürü

едноезични примери (не са проверени от PONS редакцията)

турски
Paolozzi uluslararası sanat dünyasında kendi görüşünü ve kendi yorumunu hiçbir ödün vermeden sanatında uygulamaya uğraş vermiştir.
tr.wikipedia.org
Bir dock, bazı dizüstü bilgisayarların bir masaüstü bilgisayarın yerini almasına, makinenin mobil hesaplama işlevselliğinden ödün vermeden izin verebilir.
tr.wikipedia.org
Uzlaşma, taraflardan her birinin kendi talebinden ödün vermesi sonucunda farklı taraflar arasında varılan anlaşmadır.
tr.wikipedia.org
Ona göre iktidara gelecek olanlara verilecek bazı ödünlerle yeni duruma uyum sağlamak, servetlerini ve statülerini bir süre daha muhafaza etmek mümkün olabilecektir.
tr.wikipedia.org
Geçmişin günümüze taşınması adına kaliteden ödün vermeden yapılan üretim büyük oranda ticari kaygılardan uzaktır.
tr.wikipedia.org
Kariyeri boyunca muhalif, barış yanlısı ve çevreci tutumundan ödün vermemiştir.
tr.wikipedia.org
Sürdürülebilir tarım, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden toplumun mevcut gıda ve tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir yollarla yapılan tarım anlamına gelir.
tr.wikipedia.org
Ama büyük ödünler koparmak için tarafları birbirine karşı kullanmaktan da kaçınmıyordu.
tr.wikipedia.org
Beraber kullanıldığında anahtar paylaşımı ve performans, güvenlikten ödün vermeden artırılmış olur.
tr.wikipedia.org
Bütün bunlar düşünüldüğünde, güvenlik için kullanılabilirlikten ödün vermemiz gerekmektedir.
tr.wikipedia.org

Искате ли да добавите дума, израз или превод?

Изпратете ни я - ще се радваме на Вашата обратна връзка!

Избор на език Deutsch | български | English | Español | Français | Italiano | Polski | Русский | Türkçe