IŞ - турски-немски превод

iş СЪЩ

1. iş:

iş

Arbeit f <-, -en>

2. iş:

iş

Tätigkeit f <-, -en>

3. iş:

iş

Handel м <-s, kein çoğul>

iş

Geschäft ср <-(e)s, kein мн>

4. iş:

iş

Beruf м <-(e)s, -e>

iş

Stellung f <-, -en>

5. iş:

iş

Angelegenheit f <-, -en>

iş

Sache f <-, -n>

6. iş:

iş

Tat f <-, -en>

7. iş:

iş

Nutzen м <-s>

8. iş:

iş

Arbeit f <-, -en>

iş

Werk ср <-(e)s, -e>

iş arkadaşı

Kollege м <-n, -n>

iş arkadaşı

Kollegin f <-, -nen>

iş dünyası

Geschäftswelt f <-, kein мн>

iş görmek

eine Arbeit verrichten (Geschäft)

iş görmek

zuwege bringen (sich eignen)

iş görmek

taugen

iş güç

(regelmäßige) Arbeit f

iş günü

Arbeitstag м <-(e)s, -e>

iş ilanı

Stellenangebot ср <-(e)s, -e>

iş ilanı (einer Stelle)

Stellenanzeige f <-, -n>

iş istasyonu inform

Workstation f <-, -s>

iş iştir

Geschäft ist Geschäft

iş kazası

Arbeitsunfall м <-(e)s, -fälle>

iş oldu

es hat geklappt

iş piyasası

Arbeitsmarkt м <-(e)s, -märkte>

iş saatleri

Geschäftszeiten мн

iş seyahati

Dienstreise f <-, -n>

iş sözleşmesi

Arbeitsvertrag м <-(e)s, -träge>

İş ve İşçi Bulma Kurumu

Arbeitsamt ср <-(e)s, -ämter>

bunda bir iş var

da steckt etwas dahinter

işe almak (Arbeitskraft) -i

einstellen jdn

işe girişmek [vy koyulmak]

sich an die Arbeit machen

işe yaramak

brauchbar sein

işe yaramak

taugen

işe yaramaz

unbrauchbar

işe yaramaz

untauglich

işe yarar

brauchbar

işe yarar

tauglich

işi bitik

es ist aus mit ihm

işi olmak

eine Arbeit haben

işi olmak

(viel) zu tun haben (jds Sache)

işi olmak

klappen

işi sermek (Arbeit)

liegen lassen

işin doğrusu

auf gut Deutsch

işine gelmek

jdm in den Kram passen

bu işte ben yokum

dafür bin ich nicht zu haben

is СЪЩ

is

Ruß м <-es>

İ.S.

İ.S. съкращение от İsa’dan Sonra

İ.S.

nach Christi Geburt (n. Chr.)

e-iş СЪЩ

e-iş

E-Business ср <->

iş adamı

iş adamı

Geschäftsmann m <-(e)s, -män·ner>

iş birliği

iş birliği

Zusammenarbeit f <-, kein мн>

...(-in) iş birliğiyle

in Zusammenarbeit mit ...

iş birliği yapmak

zusammenarbeiten

iş birlikçi

iş birlikçi

Kollaborateur(in) m(f)

iş bölümü

iş bölümü

Arbeitsteilung f <-, kein мн>

iş gücü

iş gücü

Arbeitskraft f <-, -kräfte>

iş günü

iş günü

Werktag m <-(e)s, -e>

altı saatlik iş günü

sechsstündiger Arbeitstag

iş kadını

iş kadını

Geschäftsfrau f <-, -en>

iş kolu

iş kolu

Branche f <-, -n>

iş kolu

Gewerbe nt <-s, ->

iş yeri

iş yeri

Arbeitsstelle f <-, -n>

iş yeri

Arbeitsplatz m <-es, -plät·ze>

iş yeri terörü

Mobbing nt <-s>

İş Kurumu, Türkiye İş Kurumu

İş Kurumu

Arbeitsagentur f <-, -en> (Türkei)

едноезични примери (не са проверени от PONS редакцията)

Sanat tarihindeki son 30 yılı genel anlamda iş birlikçi teşebbüslerin, yüksek sanat ve alçak sanatın çökmüş sınırının ve medya arasındaki bölümlenmenin bitişinin bir hikayesidir.

tr.wikipedia.org

Hemen ardından insan kalabalıkları şehir meydanına doluşur otobüsler ve tramvaylar alabildiğine kalabalıktır şehir uyanmıştır ve yeni bir iş günü daha başlamıştır.

tr.wikipedia.org

Bir iş yeri çalışanlarını eroin kullanıp kullanmadıklarını sınamak istediğini ve çalışanlardan yüzde yarımının (%0,5) eroin kulladığını kabul edelim.

tr.wikipedia.org

Bu, domino etkisinin getirdiği yoğun ağ trafiği, iş yeri ağları ve İnternetin tümünü yavaşlatabilir.

tr.wikipedia.org

Günümüzde turistlere yönelik hediyelik eşyaların satıldığı iş yeri olarak kullanılmaktadır.

tr.wikipedia.org