Преводи за „bulunmak“ в турски » немски речника

bulunmak ГЛАГ нпрх

1. bulunmak Passiv zu bulmak:

2. bulunmak:

bulunmak

sich befinden

3. bulunmak (sich aufhalten):

bulunmak

bleiben

4. bulunmak:

bulunmak

vorrätig sein

Вижте също: bulmak

bulmak <-ur> ГЛАГ прх

1. bulmak:

bulmak -i

finden jdn/etw

2. bulmak:

bulmak -i

erfinden etw

3. bulmak:

bulmak -i

entdecken etw

4. bulmak (ausfindig machen):

bulmak -i

ermitteln etw

5. bulmak:

bulmak -i

erraten etw

6. bulmak (gelangen zu):

bulmak -i

erreichen etw

7. bulmak (Summe):

bulmak -i

sich belaufen auf etw

8. bulmak:

bulmak -i

(an)treffen jdn

Примери за bulunmak

hazır bulunmak

fertig sein

tevdiatta bulunmak

Einlagen machen, Einzahlungen vornehmen

elinde bulunmak

haben

istirhamda bulunmak

flehentlich bitten, flehen

ihbarda bulunmak

Anzeige erstatten

karşılıkta bulunmak

sich revanchieren

inandırılmış bulunmak

in dem Wahn leben -e dass …

-i hazır bulunmak

verfügbar sein

katkıda bulunmak -e

einen Beitrag leisten zu etw

uyarıda bulunmak -i

verwarnen jdn

tehlike içinde bulunmak

in Gefahr schweben

inayet etmek (od inayette bulunmak) -e

jemandem gnädig sein

birinden bir şey için ricada bulunmak

jdn ersuchen, etwas zu tun

едноезични примери (не са проверени от PONS редакцията)

турски

Zorla askere alınmak için kamuya açık yerlerde sarhoşken bulunmak veya güvenlik güçlerine direnmek yeterli sebepti.

tr.wikipedia.org

Yazarların çoğu halihazırda çamurdan oluşan tüm kayaçlara atıfta bulunmak için "çamurluk" terimini kullanmaktadır.

tr.wikipedia.org

Prososyal davranışlar; yardım etmek, paylaşmak, bağışta bulunmak ve işbirliği yapmak gibi başkaları için olumlu sonuçlar doğuran davranışları tanımlar.

tr.wikipedia.org

Dinamik fayanslar, arka plan bileşenleri ve sözleşmeler (diğer uygulamalarla etkileşimde bulunmak için arabirimler) kullanıcının başlatmadan önce bir uygulamanın etkinleştirilmesi gerekebilir.

tr.wikipedia.org

Sanders, donanma ateşinden sakınmak için geri çekilmek değil, ileri çıkarak düşmanla burun buruna bulunmak gerektiğini ileri sürecektir.

tr.wikipedia.org

Diğer yazarlar, 20. yüzyılın başlarında, İzcilikte kullanılmadan önce "jamboree" yi "cömert veya gürültülü bir kutlama veya partiye" atıfta bulunmak için kullandılar.

tr.wikipedia.org

Bu takdirde bir kişi için kötü temennilerde bulunmak, başına felaket gelmesini istemek demektir.

tr.wikipedia.org

Böyle bir dönüşümden sonra standart doğrusal regresyon analizi tatbik edilebilir ama bunun uygulanmasında çok dikkatli bulunmak gerekmektedir.

tr.wikipedia.org

Bakkal dükkanı işleten babasının iflası üzerine on beş yaşında okuldan ayrıldı; ailesinin geçimine katkıda bulunmak üzere çalışmaya başladı.

tr.wikipedia.org

Aleksandr'ın alayına müdahalede bulunmak için sabırsızlıkla beklemekteydiler.

tr.wikipedia.org